Jül Sezar’ın MÖ 46da yürürlüğe giren her dört yılda
bir artık yıl hesabına dayalı 365 günlük takvim sistemini birkaç değişikliğin
ardından bugün – istisnaları saymazsak- modern dünyanın tüm ülkeleri kullanıyor.
Jülyen Takviminden önce Roma’da 304 günün 10 aya taksimine dayalı bir takvim kullanılıyordu.
Aylar Mart'tan başlıyordu ve ilk 4 ay, Romalıların –sümme haşa- 4 tanrısına
ithafen isimlendirilmişti: Martius yani Mart ayı, Marsa; Aprilis yani Nisan ayı,
Afrodit’e (Venüs’e); Maius yani Mayıs ayı Maia’ya; Junius yani Haziran ayı da Juno’ya.
Bundan sonraki aylar 5'inci, 6'ncı, 7'nci, 8'inci, 9’uncu ve 10'uncu ay olarak
isimlendirilmiş: Quintilis (Temmuz), Sextilis (Ağustos), September (Eylül),
October (Ekim), November (Kasım) ve December (Aralık)…
Eskiden Roma yılının Güneş yılıyla uyumunu sağlamak
için rahipler ve yöneticiler istedikleri zaman takvime fazladan aylar eklerdi. Bu
10 aylık takvim geride hesaba katılmamış daha 60 gün bırakıyordu. Cumhuriyet
öncesi Roma’da Kral Numa Pompilius 10 aylık takvim sistemine ianuarius (ocak)
ve februarius (şubat) aylarını ekleyerek toplam gün sayısını 355’e çıkardı. Günler
ayları, aylar yılları kovaladı ama hâlâ Güneş takvimiyle uyum sağlanamıyor,
günler birbirini tutmuyordu. Takvimdeki bu bozuklukları Jül Sezar’ın başında
bulunduğu Pontifex Maximus makamı ıslah etti. Sezar’ın memuriyet hayatı bitip
Roma’nın başına Cumhurbaşkanı olarak geçince Senato tarafından Sezar’ın
geçmişte ne menem bir başarıya imza atmış olduğu anlaşılarak beşinci ay olan Quintilis
(Temmuz) ayı July olarak değiştirildi. Ancak Sezar’ın başarılarını kıskanan
muhalefet partisi liderleri –ki içlerinden biri evladı gibi sevdiği Brütüs’tür-
Sezar’ı mecliste sayısız bıçak darbesiyle linç ettiler. Neyse ki yeğeni(Agustus)
büyüyünce hepsinden intikamı aldı ama olan cumhuriyete oldu çünkü yeğeni
Agustus bu gücü imparator olmaya harcadı. Yeni düzenin adamları Agustus’a ayıp
olmasın diye Sextilis ayını Agustos’a çevirdiler. Ama ortaya başka bir sorun daha
çıkmıştı. Sezar'ın ayında 31 gün, Augustus'un ayında ise 30 gün vardı. İkisi de
çift sayı olan 30da birleşemezler miydi? O devirde bu olmazdı çünkü Romalılar
çift sayıların ölümü, tek sayıların ise yaşamı temsil ettiğine inanıyorlardı,
bütün ayların 29 ya da 31 gün çekmesini kararlaştırmışlardı. Zaten 29 gün olan
Şubat'tan bir gün daha alarak Ağutos'a ekleyiverdi. Böylece sorun hemen
hallediliverdi. Ama olan Şubat’a oldu.
Aklınıza takılmasın, günlerin Şubat’tan alınıp Şubat’a
eklenmesinin sebebi eskiden yılın son ay olmasıydı. Yılın 2. ayı haline getirilmesiyse
Hıristiyanların eseri... Gerçi onu da ellerine yüzlerine bulaştırmışlar ve Hz. İsa’nın
doğum yılını 6 yıl geç hesaplamışlar. Ayrıca doğum gününde de 6 günlük bir
yanılmaları vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder