Askerliğini yapanlar bilir peygamber ocağında ezan
sesi duyulmaz. Büyük birliklerde vardır elbet, küçük bir mescid, ama ezan
okutmazlar. Yemek duası yaptırılır, o da muhtemelen NATO dan dolayı… Duada (Tanrımıza
Hamdolsun / Milletimiz Var olsun / Afiyet olsun) Allah denilirse dua baştan
alınır, ta ki Tanrı denilene kadar. Çünkü Allah kelimesi Arapça! Doğudan gelen ne varsa hepsi
gericilik alametidir ve kullanılması kat’iyyen yasaktır. Atanın yolundan bid’attır.
İnsan kelimelerle düşünür. Türk milleti kelimelere
düşman, kelimelere yani kendini var eden düşüncelere! “Dilimizi doğru kullanmak
için her kelimenin Türkçesi kullanılmalı. Allah kelimesi de Arapça, doğrusu
yani Türkçesi Tanrı kelimesi kullanılmalı”. Bir kelimenin doğruluğunu ve/veya
yanlışlığını tayin eden o kelimenin yerli yabancı oluşu mudur? Bir kelime sırf
Arapça olduğu için mi yanlıştır?
Teşbihte hata olmaz. Günün birinde Yunanistan
halkından birileri ihtida etse (Müslüman olsa) ve illa dini terimlerimiz
Helence olacak diye ısrar etse… “Arapçası Allah olan ilahımızın yerine Zeus
diyeceğiz. Zeus’un diğer adlarını atalarımız farklı ilahlar sandı. Oysa Zeus
tek idi” deseler komik duruma düşmezler mi? Kaldı ki her millet Allah kelimesi
yerine kendisine has bir isimlendirme yoluna gitse dindeki birlikten,
kardeşlikten nasıl söz edebiliriz.
“En güzel isimler (Esma-ül Hüsna) Allah’ındır. O
halde ona o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri
bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaktır” (Araf 7/180)
Allah Allah diye gaza eden bir milletin
lügatlerinden Allah kelimesini söküp atmaya çalışmak ancak tek kaynaktan
beslenen yobazların fikriyatıdır. Lügatler tamamıyla temizlenince mi
ilerleyeceğiz? Bu millet savaşırken artık Tanrı Tanrı diye mi savaşacak?
Özel isimler değişmez! İngiltere’ye giden Ali’ye
senin adın Arapça, kelimenin doğrusu ‘grand’ dır denilmez. Abestir, dahası
komiktir.
İspanyollar Müslüman olmamalarına rağmen Arap hâkimiyetinden
etkilenerek –el belirtecini (artikelini) almışlar: El Clasico bunlardan birisi.
15.- 16. yüzyılda İslamın kökünü kurutmak için karşısına dikilen bu millet dahi
her nesnenin/olgunun başına getirdikleri belirteci/artikeli atmıyorlarsa bir
hikmeti vardır bu işin. Aynı şekilde İngilizcede Fransızcada İtalyancada birçok
Arapça kelime vardır. Mesela ‘Arsenal’ ‘dar-sena’ dan gelme. Mesela ‘Assassin’
‘Haşaşi’ den gelme.
İngilizcede birçok kelime Latin (Latince, Fransızca,
İtalyanca) kökenli… Öyle ki Lügatin yarısını kaplıyor. Büyük Britanya dünyanın
muhtelif yerlerini ele geçirirken İngiliz dili de yeni kelimeler fethetmiş. Ne
kadar yabancı kelime o kadar geniş perspektif; dünyayı daha iyi anlamak, okumak
için. Dahası İlim irfan sahibi olmuş bireyler. Ne kadar çok yabancı kelime
olursa başka dilleri o kadar kolay öğreniriz.
Hülasa edelim biz yemek duasında Tanrımıza Hamdolsun
dersek her millet kendi kelimelerini kullansa Müslüman dünya Babil’e döner.
Babil, yani karışıklık…
Yorumlar
Yorum Gönder