Ana içeriğe atla

Silgi

Boş bir kâğıt hayal âlemi, tahayyül alanı gibidir. Düşünce (tefekkür) ise bu kâğıda kalemle yazılan yazıdır. Yazı kâğıda yanlış yazılabilir. Düşünce de öyle. Bunu düzeltmek için bir alet gerekir. İşte düşünceyi temizleyen saf hale getiren nesnedir silgi. Kalemle yanlışımızın üzerini karalayarak temizleyemeyiz, onu dikkat çekici bir şekilde örteriz ancak. Düşünce, düzeltilmeye muhtaçtır. Vahiy haricinde her düşünce silinip tekrar yazılır. Düşünceyi olgunlaştıran kâğıtla kalemden daha ziyade silgidir.[1]


Eskiden kâğıthaneden gelen eğri büğrü, içinde hava kabarcıkları dolu olan kâğıtlar doğrudan kullanılamaz, boyanıp aharlanıp mühürlenip terbiye edilirdi. Aharcılar parlaklık verirdi. Aharlanmış kâğıt, hatalı bir yazı olduğunda parmaktaki tükürükle hemen düzeltilebilirdi. “Mürekkep yalamak” deyimi de buradan geliyor. Osmanlıda resmi evraklarda, evrakta tahribatın önüne geçilmesi için aharlanmamış kâğıt kullanma şartı vardı.


Günümüzde birçok karakalem sanatçısı ekmek kullanarak resimlerinde çeşitli efektler uygulamaktadır. Bu yöntemi bazıları Eski Mısıra dayandırsa da Avrupa’da ekmek kullanımı grafit uçlu kalemlerin kullanılmaya başlamasından 18. Yüzyıla kadar sürdüğü anlaşılıyor.





[1] Savaş Barkçin. TRT1 Maveraya Yolculuk programı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben mushafı hatmettim, o ve’l-Leyli'de kaldı

“  Mecnun ile bir mektebi-i aşk içre okurduk Ben mushafı hatmettim, o ve’l-Leyli'de kaldı  ” [1] Eskiden bir konu hakkında uzun uzun sayfalarca yazı yazmaktansa şiir yazmak daha makbulmüş. Yüzyılların birikimi olan yüzlerce sayfa bilgiyi şairler iki mısrada özetlermiş. Kâğıdın ve okuma yazmanın az olduğu zamanlarda şiir, genç-yaşlı, zengin-fakir, avam-havas (elit) demeden herkese ulaşırmış. İnsanlar da bilgileri ölçeğinde bu kolay ezberlenir şiirlerden çeşitli anlamlar çıkarırlarmış. Yukarıdaki beyit de böyle şiirlerden... Ünlü Şair Fuzulî, yukarıdaki beyitte sözü kısa ancak öz söyleyerek bir taşta birkaç kuş vurmuş. Hz. Ali’nin “İlim bir noktaydı, onu cahiller çoğalttı” sözüne binaen biz de cahillik edip kısa ve öz olan şiiri çoğaltalım. Şiir ilk okunduğunda, Şair Fuzulî, kendisinden daha şöhretli bir kimse olan Mecnunla aynı mektebe gittiklerini, kendisinin çoktan mezun olduğunu ancak Mecnunun bir dersten kalıp okulu uzattığını anlatıyor. Ama beyitin derinleri...

Odin’e Hamdolsun Vikingler Varolsun !

Askerliğini yapanlar bilir peygamber ocağında ezan sesi duyulmaz. Büyük birliklerde vardır elbet, küçük bir mescid, ama ezan okutmazlar. Yemek duası yaptırılır, o da muhtemelen NATO dan dolayı… Duada (Tanrımıza Hamdolsun / Milletimiz Var olsun / Afiyet olsun) Allah denilirse dua baştan alınır, ta ki Tanrı denilene kadar. Çünkü Allah kelimesi Arapça! Doğudan gelen ne varsa hepsi gericilik alametidir ve kullanılması kat’iyyen yasaktır. Atanın yolundan bid’attır.

Gizli ırkçılık: Evrim

Evrim, başta Naziler olmak üzere seküler dünyanın jargonlarından. İnsanların kardeş olmayıp rakip türler olduğunu anlatan faşizan bir gerekçe. Nazi Almanya’sı yeniden şekillendireceği dünyada, Arî ırk yaratmak adına işgal ettiği topraklarda insanların kafatası ölçülerini ve özelliklerini araştırırmış.